bir nic.tr değerlendirmesi
Türkiye’de internet alan adlarını organize etmekle yükümlü kurum nic.tr.
Dünyada pek çok ülkede alan adlarının dağıtımı benzer bir kurumdan organize edilip, daha sonra kendi tarafından ya da aracı şirketler aracılığıyla satışa sunuluyor. Türkiye’de de teorik olarak durum bu. Aradaki fark sanıyorum diğer ülkelerde satış ve kayıt gerçekleşirken, Türkiye’de satış ve kayıt değerlendiriliyor ve bu aşama oldukça uzun sürüyor.
Son günlerde nic.tr ile yaşadığımız ve anlamakta zorlandığım problemi anlatmadan evvel bundan 9 sene evvel İstanbul’da çalıştığım şirketin alan kaydı macerasını da hatırlamış oldum. Nic.tr, belki adı değişikti bilemiyorum ama mentalite çok farklı değil, ticaret sicil kaydı bulunan bir şirkete yahu bu şirketin ismi çok genel, bu ismi veremeyiz gibisinden uyduruk bir nedenle zorunlu olarak upuzun bir alan adı aldırmıştı. Daha sonra o tarihten 7-8 sene sonra şirketin en sonunda kendi alan adını aldığını görmüş ve uzaktan sevinmiştim. İşler normalleşmiş diye.
Son günlerde Martin Mystere (Hakan) ile bir halt ettik, afedersiniz, ve bu nic.tr denen kurumdan bir alan adı almaya karar verdik. (Bundan tam 3 hafta evvel: 16 Kasım 2006 ) Ben yurtdışında yaşadığım için daha kayıt olma sırasında sorunlar yaşadım. Büyük ihtimalle kendi atladığım bir nedenle kayıt olamıyordum. (alan kaydı yapma değil, alan kaydı başvurusu yapabilmek için gerekli kullanıcı adını almak için siteye kayıt olma aşamasındaki başarısızlık)
Fazla üstelemedim ve bunun üzerine Hakan işi üzerine aldı. Kendisinin nic.tr ile daha taze tecrübesi olduğundan ve bende bu güzide kurumun müşteri servisi ile mailleşme trafiğine girmemek için haliyle çok memnun oldum. Sonuçta o anda bu kararı sadece pratik nedenlerle aldık. Bugün 6 Aralık 2006. Nic.tr arada geçen süre içinde bir sürü belge istedi.(dilekçe dahil) Kendilerine bunları yolladık. (2 hafta evvel) Halen ses yok. Bugün atılan “Bizim bir alan kaydı işi vardı, ne oldu ? Ses çıkmadı..” mesajımıza da, başvurunuz değerlendirilmektedir diye bir cevap gelmiş. Kısaca bugün git, yarın gel yani.
Bravo!
3 hafta mı değerlendiriyorsunuz alan adı başvurularını? Anlam vermekte zorlanıyorum. Düz mantıkla kendime soruyorum acaba google da site:*.co.uk araması yaptırıldığında neden 24milyon sonuç çıkarken, site:*.com.tr aramasına 300bin sonuç çıkıyor? Bunun nedenlerinden biri bu anlamsız değerlendirme aşamaları olamaz mı? Bence %100 kesin etkisi var.
Bugün herhangi bir alan adını 10 dakikada kaydedip (.com, .es ya da her neyse efsanevi .tv mesela) neredeyse 4-5 saat içinde, en fazla 1 gün içinde bir web sitesini hayata geçirmek mümkün. Bu sitenin niteliği kişisel olabilir, ticari olabilir, kar amaçlı ya da sosyal amaçlı olabilir, yatırım amaçlı olabilir, herşey olabilir. Bundan nic.tr’ye ya da başka bir kuruma ne ayrıca?
Elalem kendi ülkesinin rekabet gücünü arttırabilmek için şirket kurulum işlemlerini bile 1-2 günde halledilebilir hale getirmeye çalışıyor, bizim alan adı 3 haftadır değerlendiriliyor.
nic.tr kesinlikle “değerlendirme” yapmaktan elini çekmeli ve alan adı kayıt işlemlerini olabildiğince serbest bırakmalı. Devlet kurumları ve benzerleri (.gov, .edu, .mil) gibi uzantılar hariç herşeyi serbest bırakmalı.
Hem kendi işleri kolaylaşır hem de eminim .tr uzantılı web sitelerinin sayısı artar. Bu işi hayır için yapmadıklarını tahmin edersek gelirleri artar ve internet alan adları konusunda yapacakları diğer atılımlarla .tr uzantısını değerlendirecek (ing.value,isp.valor anlamında) projeler geliştirmeye konsantre olurlar.
Bu işten ticaret yapanlar da elbette çıkacaktır ya da kendi ismiyle ilişkisi olmayan kelimeleri alan adı olarak kaydedenler. Düzene ve hukuka uymayan durumlar varsa onlarla mücadele etmeyi önceden durdurmaya çalışmak yerine ticari, kişisel haksızlıklar ve saldırıları araştırıp, yargılamaya yönelik kurumların eline bırakırlar. O zaman başka meseleler tartışılır yok o şunu yaptı, bunu yaptı, ismimi çaldı gibisinden ama şu an yazdığım o tartışmaların seviyesi bu yazdığım iletiden bir aşama ilerisidir en azından.
Yok ille de değerlendirmek istiyorlarsa ve buna devam edeceklerse başvurulara 1 gün içinde nasıl cevap vereceklerini düşünebilirler. Otomatikman reddebilirler mesela. En azından haddimizi biliriz. Başka çözüm ararız.
Bu konuda tecrübeleri ve fikirleri olanlar lütfen yorumlarını eklesinler.
Bu arada Volkan Özçelik’in DonKişot blogunda yayınladığı .com.tr tecrübesini anlattığı Vogon Bürokrasisi iletisini de okumanızı tavsiye ederim. Kendisini tebrik ederim: 2 gün içinde tamamlamış işlemleri yine de insana Kafkamsı görüntüler hatırlatan bir dizi belge var orada.