Eliptik donmedolap

Dönmedolap meraklilarini, lunapark hastalarini ilgilendirecek mutlu bir haber.

Zamaninda fen bilgisi ödevi olarak dönmedolap maketi teslim etmis bir uzman gözüyle (yaptim diyemiyorum, zira ayni odevi benden evvel ablam, ondan evvel ise agabeyim teslim etmisti. Agabeyim icin ise dedem ve dayim devreye girmislerdi. kolektif bir çalisma.) atmasyon ve spekülasyon meraklilarina bu haberi iletmeyi bir görev sayiyorum:

Japonya’nin Osaka sehrinde “eliptik bir dönmedolap” Mart ayI sonunda kullanima açILIyor. Devamini okumak için : Akihabara News

East Black Sea Region – Turkey

Here are some photos from a trip that we realised to the Black Sea (Karadeniz) region of Turkey last summer. I should have been pasting them earlier but I think i am still on time for people looking for a place to visit during their next summer holidays.

Sumela monastery, Macka, Trabzon
Sumela Monastery, Maçka, Trabzon, Turkey.

The nature, the actual culture and the traces of the previous ones makes this region of Turkey an option that is worth to visit.

Especially the north-east end of the Turkish Black Sea coast is pretty green and humid and full of steep mountains offering lots of options for ones who want to climb, do trekking or just walk in the nature.

Yukari Kavron-going up to the lakes-trekking
Walking towards the lakes, Yukari Kavron village

Although one might also find and enjoy nice beaches on the coast, I think Mediterranean (akdeniz) and Aegean (ege) could be a better answer for ones seeking sea, sand and sun in Turkey. The mountains, the nature and the people of Black sea and their culture are what to go after. By the way it is a shame that the construction of the highway on the coast seems to be active and in order to start appreciating again the coast probably we should be trying to forget (or not imagine) its old and wild beauty. 🙁

Anatolian Steppes seen from the capital of Hittites
Anatolian plateau seen from Hattusas (Bogazkoy), Hittite capital.Contradictory to East Black Sea region, though not so far.

Considering the dry and nearly desertic nature of Turkey’s interior Anatolian region, East Blacksea region painted with all tones of green and the rocky landscape shaved with countless water sources is shockingly different.

Continuous rainfalls and humid weather makes it an heaven for the farmers who produce tea. Tea production plants and tea farms are especially centered around the city of Rize, which is the second biggest of the region after Trabzon. Someone who knows how much we, Turks like and consume tea would appreciate much better the contribution of this region on our daily lives. 🙂 Rize also is naming the most common tea brand that would be served whereever you are in Turkey.

A glass of tea in the Turkey's tea capital
Traditional tea glass, Rize, Turkey.

Also the nearby town of Çayeli (literally this town means Land of Tea) is housing the most famous “Kuru Fasulye” (Haricots Lingots / white dried beans) restaurant of all Turkey. The restaurant is called Hüsrev. However, for this dish which is typically known as the most popular and cheapest plate nearly in all restaurants of Turkey and always served with or on top of rice, here, on the furthest point of Turkey becomes delicious but the most expensive kuru (as it is shortly called) of whole country. ( My wife has the best Kuru Fasulye recipe ever written in spanish language here. 🙂 I can assure it! This is a tasted link. )

Locals of the region were spending the winters in their villages or towns close to the coast and during the summer they were going up to “yayla”, the plain, big spaces that they could find on the skirts and heights of endless series of mountains of the region in order to be able to breed their animals and produce side products.

This old tradition is lately losing its popularity due to the change in their cultural habits. Nowadays people who live abroad or another region of Turkey come back to spend the summer in order to keep their links with their culture and a bunch of other locals who ought to go up to yayla for economical reasons. However,the traditional summer feasts of every yayla keeps their popularity. They are really fun and you could become part of one of those huge circles of people dancing to the sound and rythm of Tulum (an instrument very similar to Scottish Bagpipe) Mid-August 2004 we had the chance to see the Hemsin Yayla Senlikleri (Hemsin village yayla feast)

Hemsin village yayla feast
People dancing to the accelerating rythm of Tulum, Hemsin, mid-august 2004, Rize

Honey (bal) production is very common, thanks to millions of flowers decorating the landscape. Honey of Anzer yayla is very famous in Turkey and it is supposed to help and cure lots of health problems(!). The quality of the honey mostly depends on the yayla it is coming, as they are classified according to the number of different flower and plant that is served at the disponibility of the lucky bees. Anzer Bali (honey) is supposed to be made of 400-500 flowers of which 60-70 are endemic, which means that they can be only found at that very concrete area.

Nice flower seen near to Yukari Kavron village
A nice flower,(çigdem) that we don’t know if it is endemic to Yukari Kavron Village or not ? but still it is a flower and it is nice and cool and everything and with this color it can only be an unforgettable “çigdem”!

end of first part…

Technorati Tags: , ,, ,

Martin Mystere | İmkansızlıklar Detektifi: Fotoğraf Sevdası

Atmasyon spekulatif’e kadar gelip Martin Mystere, imkansizliklar detektifine ugramamak olmaz. “Fotograf sevdasi” iletisi ile ortak arkadasimiz Güneş Kocatepe’nin photoessays.com sitesini hatirlatmis ! Ben de tekrarliyorum. Ugramak gerek photoessays.com’a ! Shannon ve Günes güzel isler yapiyorlar.

Bir baska fotoğraf ve gezme sevdalisindan da bahsetmek istiyorum. Brezilyali arkadasim Luiz Simoes’de Günes gibi iyi gezmis, çok görmüs ve yanIndan fotoğraf makinesini hiç ayirmamis. Sahara çölünü bisikletle tek basina geçmesi Luiz’in seyahat ve dünya merakInIn nerelere kadar ulastiginin bir baska göstergesi.

Her ne kadar kendisi son zamanlarda eskisi kadar gezemediginden sikayetçi olsa bile, web sitesinde bulunan eski gezilerinden ve Barcelona’daki stüdyosunda yaptigi reklam çekimlerinden örnekler bizlere genel bir fikir vermeye deger. luizsimoes.com

film-Buena Vida Delivery, Arjantin

Arjantin sinemasini son zamanlarda daha yakindan takip etme sansina sahip oldum. Yasadigi ekonomik krizler ve onun disinda bir dolu nedenden dolayi Türkiye’yi andIran Arjantin’in son dönem sinemacilari ellerindeki kisitli prodüksiyon ve finansiyasyon olanaklarina ragmen hem ülkelerindeki politik, ekonomik sorunlara deginen, hem de koyu bir kara mizaha bulanmis insani ögelerle dolu öyküler anlatmayi basariyorlar.

Ricardo Darin ve Eduardo Blanco gibi usta ve yetenekli aktörler ve Juan José Campanella gibi yönetmenler son dönem Arjantin sinemasInIn sembolü olurken, bu isimlerin katildiklari “El mismo amor, la misma lluvia” (Ayni ask, ayni yagmur), “El hijo de la novia” (Gelinin oglu), “Luna de Avellaneda” (Avellaneda’nin ayI) gibi filmler ve yine yeni kusaktan yönetmenlerin imza attiklari “Conversaciones con mamá” (Anneyle muhabbet !) gibi filmler son yillarda en keyifle izledigim filmlerden oldular.

Bagimsiz filmlerin, sinema gelenegi ve endüstrisi ilerlemis olan ülkelerde dahi zorlandigi bir dönemde, insan-gerçek hayat-duygularla bezenmis ürünler çIkarmayi basaran Arjantin sinemasina dikkat cekiyorum ve imkan bulursaniz izleyin diyorum !

Arjantin sinemasina yaptigim bu güzellemeye neden olan ve bugün izledigim son filme geldi sira:”Buena Vida Delivery” (Good Life Delivery)

Hernan (Ignacio Toselli isimli yetenekli ve genç bir aktör) agabeyi ve yengesinin hayatlarini aramak için ispanya’ya tasinmasinin ardindan yalniz kalir. Endüstriyel tasarimci (tanidik bir meslek!!!) olmasina ragmen Good Life Delivery isimli bir sirkette motorlu kurye olarak calismakta ama kriz dönemi Arjantininde isler büyük çogunluk için oldugu gibi kendi sirketi ve is arkadaslari için de iyi gitmemektedir.

Bir benzinlikte çalisan Patricia/Pato (Moro Anghileri, yetenekli ve çok güzel bir genç aktris) ile karsilastiktan sonra çok hoslandigi genç kizla birlikte olmak için tüm imkanlarini kullanir ve Patricia’nin evindeki bos odalardan birine kiraci olarak gelmesini saglar ve mevzuu buradan itibaren baslar. Pato’nun ailesinin sürpriz biçimde sadece bir gece kalmak üzere eve gelmesi ile birlikte Hernan’in hayati beklenmedik bir biçimde degisirken, yönetmen Leonardo Di Cesare’nin anlatIm dili Buenos Aires’ten ve Arjantin toplumundan neredeyse belgesel degerinde kesitleri ve görüntüleri, Hernan’in ve çevresindeki insanlarin ironik hikayesi ile birlikte ustaca sunuyor.

Ilk basta bahsettigim gibi yetenekli aktörler ve usta yönetmenlik mütevazi hikayelerin çok iyi sinema olarak karsimiza çikarilmasinda kilit rol oynuyor.. Arjantin sinemasina ve Buenos Aires’li çizgi filmci dostum Javier Kitainik’e sevgiler ve selamlar !

Blogculuk amatör bir meslek mi ?

1998’den bu yana düzenli olarak güncelledigi blogunu geçtigimiz haftalardan itibaren “profesyonel” ve fulltime is olarak devam ettirme kararI olan web tasarImcIsI Jason Kottke ( kottke.org ), konu üzerinde çesitli tartismalarin olusmasina neden oldu. Gerekçeleri ve amaçlarInI açIkladIgI iletisinde amatör bir heyecanla blogunu devam ettirebilmek üzere okurlardan gelen bagislara dayali mikrosponsorluk uygulamasi ve giderlerini azaltmak üzere kendi hayat tarzinda yaptigi degisikliklerden bahsediyor.

Bu yöntemin yürütülebilirligi ve uzun vadeli bir kaynak olup olamayacagi soru isaretleri uyandirsa bile Jason’un amaç ve gerekçeleri ve blogcu olarak popülaritesi gerekli ilgiyi uyandirmisa benziyor.

SixApart(Typepad) yöneticisi Anil Dash’in konuyla ilgili yazdigi ileti ve yapilan yorumlar ve Imazine.fr gibi pek çok diger blog Kottke’nin aldigi kararin kisisel blog yayinlayan pek çok kisiye ilham kaynagi olabilecegi ve sevdigi ve hoslandigi isi yapmak isteyenlere ufuk açtigi ve bloglarIn bagimsiz yönünü korumak üzere önemli bir adIm oldugu konusulurken, öte yandan bir kisi evinde oturup bunu rahatça yapabilsin diye neden bagis yapmak gerektigini sorgulayanlar da var…

Jason Kottke’nin denemesine bir yandan devam ederken, arama motorlarina taze yiyecek iletmeye merakli, trafige aç dikey bloglar araciligiyla ürün ve servis tanitimi yapmaya calisanlar ve viral pazarlamacilarda kendi deneme ve tecrübelerini yasiyorlar.

McDonalds firmasi SuperBowl kampanyasi için sahte bir blog yayinlamis ve bu ortaya cikmisti. Benzer sekilde Mazda geçen sene basarisiz olan bir internet kampanyasini sahte bir baska blog araciligiyla pisirip, internet üzerinden sunmaya çalismis ama McDonalds örneginde oldugu gibi zorlama çabalarI kisa sürede blog kalabaliginin da çabalariyla ortaya çIkmIstI.

ReklamcIlIk dendiginde hemen akla gelen “reklamin iyisi, kötüsü olmaz arkadas” düsturundan yola çIkarak bu tür vIzIltIlarIn ürünlerin ve markalarIn etrafInda bir deger yarattiklari düsünebilir ama özellikle bu iki örnegin uzun vadeli beklentisi olan markalar için seçilmemesi gereken örnekler olduklarI ashikar. Özellikle, mcdonalds gibi blog, internet ya da insan beslenmesi gibi kavramlara uzak bir kurumsaniz, cin olup, seytan çarpmaya calismayin.

Diger taraftan Sony ise geçtigimiz haftalarda blogcularI ilgilendirecek bir baska yatirim yaparak high-tech ve internet blogu lifehacker.com‘un yayincisi Gawker Media ile 3 ayda bir yenilenmek üzere, ayligi 25bin dolarlik bir sponsorluk anlasmasi imzaladI. Anlasma süresince lifehacker’da bir tek Sony’nin reklamlarI yayInlanIrken, teorik olarak blogun çizgisinin degismemesi öngörülüyor. Tek bir kisi (scribbling.net’ten Gina Trapani, muhtemelen Kottke gibi bagisli degil, maasli bir blogcu) tarafindan hazirlanmak üzere planlanan projenin kurumlar ve blogcular açIsIndan enteresan açIlImlarI olacak bu ticari modeli, Gawker Media jalopnik.com isimli otomobil blogu üzerinde Audi ile denemis ama daha sonra anlasma uzatilmamisti. Konuyla ilgili bir iletiyi ve diger linkleri ise Weblogs Inc. ve Gawker’in ispanyol takipçisi Weblogs SL yayinlamisti.

Bir yanda Sony ya da McDonalds gibi dev sirketler, diger tarafta J. Kottke. Kimileri “sadIk” müsteri kitleleri yaratmak, digeri ise sevdigi ve istedigi sekilde yasamak üzere aldIgI kararI “sadIk” okuyucularInIn bagislariyla sürdürebilmek üzere yakin kulvarlarda kosturuyorlar.

Hoparlörcük

Japonya’dan degisik teknolojik ürün, çözüm ve oyuncaklara iliskin genel sallamalar yapan, Akihabara News, megafon ile hoparlör arasI, dehset bir ses çIkartma makinesinin fotograflarini yayinlamis.

BLogu yayInlayan sahis fotograflarI çekerken ses düzeyi minimumda imis ve miniminnacik hoparlör toplum sagligina zarar vermiyormus.

Haci Murat ve Anadol’lara bunu uygulayacak radyo-teyp ve kaporta ustalarInIn, istiklal caddesi üzerinde dükkan sahibi olanlarIn ve pazarcIlarIn dikkatine..